Türk Tamga Geleneği
Konu Derlemedir. Alan çalışması yaptığım ayak izlerinin az bulunduğu bölgelerde mezar taşlarında, yerleşim alanlarında, çeşme yanlarında, sınır tespit (An Taşı) taşlarında çokça görürüm.
Çok daha fazla üzerinde konuşulabilir, makaleler yazılabilir bir konu başlığı. Özellikle 7 şamdan başlı başına bir konu.
Semboller-tamgalar bir kültürel yapının adeta DNA’larıdır ya da sosyal genetizmin mimarlarıdırlar. Başka tabirle semboller bir zihniyetin ifadesidir.
Sanat ise bir kültürel grubun dünyayı algılayış tarzıdır. Bu nedenle tamgalar Türk tarihi açısından son derece önemli belgelerdir. Çünkü tamgalar Türklerde yazının olmadığı zamanlardan kaynaklanmış olup, o günden bugüne kadar Türk grupları tarafından bir arma olarak kullanılmışlardır.
Ayrıca bu tamgaların bazıları Türklerin ilk alfabesi olan RUNİK alfabesinin bazı harflerini meydana getirmişlerdir. Türk adının yazılı olduğu günümüzdeki en eskisi belge olan ORHUN abideleri de RUNİK alfabesiyle yazılmıştır.
Yani Türklerin halı, kilim, mezar gibi eselerde kullandıkları tamgalar, bazen harf, bazen arma, bazen süs, bazen de bir statü aracı olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bu tamgaların bir özelliği de Kızılderililerin Bering boğazından geçerek Amerika’ya göç eden ilk Türkler veya Asyalılar olduklarını savunan bilim adamlarınca, en önemli vesika olarak kullanılmalarıdır.
Gerçekten de Kızılderililerin gelenekleri ve kullandıkları damgalar eski Türk kültürüyle önemli ölçüde örtüşmektedir. Bu konuda Ethel G. Stewart’ın “Dene ve Na-Dene Kızılderilileri” ve Clark Wissler’in “Kızılderililerin Tarihi” adlı çalışmaları gibi eserlere bakılabilir.
Dünyada bilenen en eski halı bilindiği üzere ALTAY bölgesindeki PAZIRIK kurganında bulunmuştur (Ancak bundan daha eski halı parçaları bugünkü Doğu Türkistan’da bulunmuştur).
PAZIRIK’da bulunan halı bilim adamları tarafından “TÜRK DÜĞÜMÜ” olarak bilinen “GÖRDES DÜĞÜMÜ” ile dokunmuştur.
Ayrıca düğümlü halı tekniği ilk defa İç Asya’da kullanılmıştır. Bu nedenle bazı eserlerde düğümlü halıların Türk tarihiyle yakın ilgisi olduğu belirtilir.
Sanat tarihçilerinin belirttiğine göre, “İRAN DÜĞÜMÜ” “ASİMETRİK”; “TÜRK DÜĞÜMÜ” ise “SİMETRİK” yani geometriktir. Dolayısıyla PAZIRIK halısındaki düğümlerin de simetrik olması, bu halının Türk halısı olduğu (en azından İran halısı olmadığı) hususunda önemli bir belgedir.
Şerafettin GÜÇ
Kaynaklar:
Nogay Tamgaları: Orhundan Anadolu'ya Türk Tamgaları e-kitap: