İnsan bedeninden, Ruhu çekip aldığınız vakit, ne olacaktır? Bu sonuca cevap vermek ise, o kadar güç değildir. İnsan, dünya ile olan bağını keser.
Geriye ise, bir süre sonra yok olmaya hazır et / kemik yığını bırakır. Ruhun varlığı bir et/ kemik, bedenin varlığı ise; ruh’ a bağlıdır. Birbirini bağlayan ilişkiler içermektedir.
Beden olarak, yeryüzü üzerinde farklı kıta / iklim / ten / dil .... Sahibi olsak da, temelde var olma savaşımız aynıdır.
Bizi birbirimizden ayıran ise; Ruh ’tur.
Bugün ruhları kirlenmiş insanların zulmü hakimdir. Bu hakimiyet, geçici fakat yorucu / acı verici olabilir. Bunun temel sebebi ise, kendi işlemiş olduğumuz hatalar/ kusurlar olabilir mi?
Yer yüzünde hiç emek harcamadan yapacağınız en kolay iş, hüküm vermektir. Kendi dünyamız dışındaki insanları yok sayarak, ütopik hayaller kurarak (nitekim bu hastalıklı beyinler, günümüzde oldukça artmıştır. ) toplum içerisinde kendine yer bulmaya çalışan insan tipleriyle birlikte bu ruhlar bize ait değil midir?
Ruhlarımız, bu zulüm altında elbet temizlenecek/ arınacaktır. Bu arınış, acı sonuçlar ya da canımızı yakabilir. Fakat, bu süreci önce kabul ederek, sonra da zihni yapımızdan başlayarak kendimizi sil baştan inşa edebilecek güç ve kudret bizde zaten mevcuttur.
Yaşadıklarımızdan ders çıkarıp, yeni doğan güne tekrar “merhaba” demek ise o kadar güç değil. Yeter ki isteyelim.