Büyük Çin Seddi, Çinliler tarafından, ülke sınırları içinde barış halinde yaşamaya karar verdiklerinde inşa edilmişti. Seddin yüksekliğinden dolayı hiç kimsenin tırmanamayacığını düşünmüşlerdi. Fakat, inşasından sonraki 100 yılda Çinliler 3 misli daha fazla işgale uğradılar.
Düşman piyade askerleri, hiçbir zaman duvara tırmanma ya da duvara saldırma ihtiyacı duymadı. Çünkü, her zaman muhafızlara rüşvet verildi ve Çin topraklarına kapılardan girildi. Çinliler yüksek ve kalın duvar inşa etmişlerdi, fakat duvar muhafızlarının karakterlerini inşa edememişlerdi. Oysa ki, insan karakterini inşa etmek önemliydi ve insan karakterini düzeltmek her şeyin inşasından önce geliyordu. Bugün için, yeni neslin ihtiyacı işte budur.
Özellikle İslami değerleri yok etmekle görevli olan çoğu yahudi kökenli olan hiristiyan oryantalistler, İslamiyet altında olan ülke medeniyetlerini bozmak için farklı yol izlediler.
“Eğer bir milletin medeniyetini tahrip etmek istiyorsanız, bunun 3 aşaması vardır”:
1-)Aile yapısını yıkın.
2-) Eğitim yapısını yıkın.
3-)Topluma örnek olanları değersizleştirin.
Aile yapısını tahrip etmek için; anneyi küçümseyin ve alçaltın. Anneye farklı bir rol biçin. Öyle ki, ev hanımı olmaktan utansın, ev hanımı olmaktan çıksın!
Eğitim sistemini tahrip edin; eğitimcilere, öğretmenlere önem vermeyin ve toplumda itibarsızlaştırın öyle düşürün ki, öğrencileri bile ona hakaret edebilsin!
Topluma örnek olanları gözden düşürmek için itibarını yıpratın.
Alimlerin ve fikir adamlarını değersizleştirin. Onlara şüpheyle bakılmasını sağlayın, ta ki, onları kimse dinlemesin.
Üç hususla ilgili olan emirler ülkemizde bugün itibariyle ne yazık ki, gerçekleşmek üzeredir.
Sonra mı...!?
Bilinçli anne kaybolduğunda, adanmış öğretmenler kaybolduğunda ve topluma örnek liderler itibarsızlaştırıldığında kim gençlere insani değerleri öğretecek?
Victor Hugo, “Bir Ulusun büyüklüğü, nüfusun çokluğu ile değil, akıllı ve erdemli kişilerin sayısıyla ölçülür” derken;
Dağılmış, Türklüğünü unutmuş milletini yeniden inşa edip, muhasar medeniyetler seviyesine çıkarmaya çabalayan Mustafa Kemal Atatürk der ki; “Bir milletin medeniyetini ölçmek istiyor musunuz; kadınlarına nasıl muamele edildiğine bakınız.”