Mehmet Ünlü
Köşe Yazarı
Mehmet Ünlü
 

Bilim kimin kontrolünde

BİLİM KİMİN KONTROLÜNDE Çağımız ideoloji değil bilim çağıdır. Bilim cehaletin ,karanlığın zıddıdır. Bugün içinde yaşamakta olduğumuz ve adına modern hayat dediğimiz ortam bilimin uygulamalarıyle şekillenmekte ve insanlık şu veya bu biçimde bilgi ve bilimden derinden etkilenmektedir. Toplum insanların sadece matematik bir toplamı değildir.Kişisel özellikler toplumun özelliklerini meydana getirirken,toplum da kişileri şekillendirir.Yani karşılıklı bir etkileşim söz konusudur.Denilebilir ki ,fertlerin çogunluğu hangi halde ise,toplum da o halin sahibidir. Yaşayarak öğrendiklerimize göre bilim ilahi bir mürşidin kontrolünde olmazsa,insanlık için büyük bir tehdit haline dönüşme eğilimindedir. Bilgi toplumu,tarihin hiçbir döneminde rastlanmadık ölçüde insan hayatını kolaylaştırmasına rağmen,insanı korkunç bir yalnızlığın,kör ve sağır bir iletişimsizliğin ve vahşi bir yabancılaşmanın dikenli ve soğuk kucağına itmektedir.İşte,günümüzde, modern çağın bilgi toplumunun en büyük sorunu ve en derin çelişkisi budur. Allah,insanın manevi yönünü ruh ve nefsten,maddi yönünüde topraktan yaratmıştır. Ruh,kulluk,alçakgönüllülük,sevgi,hoşgörü,çalışkanlık gibi güzel sıfatlara sahipken ,nefs kendinden başka ilah kabul etmeyen,gurur,kibir,şehvet sahibi bir kötü huy deposudur. İşte insan bu iki gücün beden içindeki sentezidir. Bencilleşen,nemelazımcı bir toplumda alışık olmadığımız hal ve hareketlerin çok görülmeye başlanması sosyal çürümeninde bir işaretidir. Artık kişilerin sadece kendilerini düşünmeleri,yaşamlarını sadece "ben" odaklı dizayn etmesi geleceğimiz açısından tehlikeler yaratmaktadır."Altta kalanın canı çıksın" "Kılıç kuşananın at binenin "bencilliği tolumu geri dönüşü olmayan bir uçuruma götürmektedir. Türk toplumu olarak paylaşmayı,beraber hareket etmeyi kendine destur edinmiş insanlar olarak bu kıymetli değerlerden uzaklaşıyor olmamız,aynı zamanda güzel dinimizin değerlerini de ihmal ettiğimiz anlamına gelmektedir. Bugün modern,medeni bildiğimiz Avrupa ülkeleri bilimi kendi çıkarlarına kendi yaşam tarzlarına göre kullanarak adeta dünyayı bir uçurumun eşiğine sürüklemektedirler. Bilim ve teknolojiye dayalı medeniyeti "modern bir frenkeştayn olmuş" insanın hakikatini ,dünyanın barışını sürekli kemirmekte. Ateş (Nükleer silah..bombalar .vs) üretmektedirler. Öldürmekten yok etmekten,soykırım yapmaktan adeta zevk alırcasına ölüm saçmaktadırlar. Demokrasi,insan hakları,özgürlükten bahseden bu ülkelerin İsrail caniliğine,yaptıkları soykırıma adeta sessiz kalarak bir insanlık suçu işlemektedirler.. İnsanlığın geleceğine ateş tohumları ekmektedirler. Oysa güzel dinimiz İslam, öldürmeyi yasaklamıştır. Savaşın da kendine göre kuralları vardır. Çocuk, yaşlı ve kadınları öldürmenin islamda yeri yoktur. Dünya ve insanlık büyük bir imtihandan geçmektedir. Bize "şahdamarımızdan daha yakın olan" Yaratıcımızla bağlantı kurmamızı sağlayan değerlerimize sahip çıkarak bu imtihanı kazanmalıyız. Bu da ruhunu aşk gücüyle,gönlünü sevgi gücüyle,aklını bilgi gücüyle,bedenini sermaya ve emek gücüyle ahenk içinde ilahi iradenin kontrolüne veren dengeli insanların oluşturduğu çekirdek kadrolarla olacaktır. "Kafirler istemesede Allah nurunu tamamlayacaktır"
Ekleme Tarihi: 20 Ekim 2024 - Pazar

Bilim kimin kontrolünde

BİLİM KİMİN KONTROLÜNDE

Çağımız ideoloji değil bilim çağıdır.

Bilim cehaletin ,karanlığın zıddıdır.

Bugün içinde yaşamakta olduğumuz ve adına modern hayat dediğimiz ortam bilimin uygulamalarıyle şekillenmekte ve insanlık şu veya bu biçimde bilgi ve bilimden derinden etkilenmektedir.

Toplum insanların sadece matematik bir toplamı değildir.Kişisel özellikler toplumun özelliklerini meydana getirirken,toplum da kişileri şekillendirir.Yani karşılıklı bir etkileşim söz konusudur.Denilebilir ki ,fertlerin çogunluğu hangi halde ise,toplum da o halin sahibidir.

Yaşayarak öğrendiklerimize göre bilim ilahi bir mürşidin kontrolünde olmazsa,insanlık için büyük bir tehdit haline dönüşme eğilimindedir.

Bilgi toplumu,tarihin hiçbir döneminde rastlanmadık ölçüde insan hayatını kolaylaştırmasına rağmen,insanı korkunç bir yalnızlığın,kör ve sağır bir iletişimsizliğin ve vahşi bir yabancılaşmanın dikenli ve soğuk kucağına itmektedir.İşte,günümüzde, modern çağın bilgi toplumunun en büyük sorunu ve en derin çelişkisi budur.

Allah,insanın manevi yönünü ruh ve nefsten,maddi yönünüde topraktan yaratmıştır.

Ruh,kulluk,alçakgönüllülük,sevgi,hoşgörü,çalışkanlık gibi güzel sıfatlara sahipken ,nefs kendinden başka ilah kabul etmeyen,gurur,kibir,şehvet sahibi bir kötü huy deposudur.

İşte insan bu iki gücün beden içindeki sentezidir.

Bencilleşen,nemelazımcı bir toplumda alışık olmadığımız hal ve hareketlerin çok görülmeye başlanması sosyal çürümeninde bir işaretidir.

Artık kişilerin sadece kendilerini düşünmeleri,yaşamlarını sadece "ben" odaklı dizayn etmesi geleceğimiz açısından tehlikeler yaratmaktadır."Altta kalanın canı çıksın" "Kılıç kuşananın at binenin "bencilliği tolumu geri dönüşü olmayan bir uçuruma götürmektedir.

Türk toplumu olarak paylaşmayı,beraber hareket etmeyi kendine destur edinmiş insanlar olarak bu kıymetli değerlerden uzaklaşıyor olmamız,aynı zamanda güzel dinimizin değerlerini de ihmal ettiğimiz anlamına gelmektedir.

Bugün modern,medeni bildiğimiz Avrupa ülkeleri bilimi kendi çıkarlarına kendi yaşam tarzlarına göre kullanarak adeta dünyayı bir uçurumun eşiğine sürüklemektedirler.

Bilim ve teknolojiye dayalı medeniyeti "modern bir frenkeştayn olmuş" insanın hakikatini ,dünyanın barışını sürekli kemirmekte.

Ateş (Nükleer silah..bombalar .vs) üretmektedirler.

Öldürmekten yok etmekten,soykırım yapmaktan adeta zevk alırcasına ölüm saçmaktadırlar.

Demokrasi,insan hakları,özgürlükten bahseden bu ülkelerin İsrail caniliğine,yaptıkları soykırıma adeta sessiz kalarak bir insanlık suçu işlemektedirler..

İnsanlığın geleceğine ateş tohumları ekmektedirler.

Oysa güzel dinimiz İslam, öldürmeyi yasaklamıştır.

Savaşın da kendine göre kuralları vardır.

Çocuk, yaşlı ve kadınları öldürmenin islamda yeri yoktur.

Dünya ve insanlık büyük bir imtihandan geçmektedir.

Bize "şahdamarımızdan daha yakın olan" Yaratıcımızla bağlantı kurmamızı sağlayan değerlerimize sahip çıkarak bu imtihanı kazanmalıyız.

Bu da ruhunu aşk gücüyle,gönlünü sevgi gücüyle,aklını bilgi gücüyle,bedenini sermaya ve emek gücüyle ahenk içinde ilahi iradenin kontrolüne veren dengeli insanların oluşturduğu çekirdek kadrolarla olacaktır.

"Kafirler istemesede Allah nurunu tamamlayacaktır"

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mutajans.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.