Mut’taki Kurumlar, Gazeteciden Neden Kaçar?
Mut küçük bir ilçe olabilir, ama haberin küçüğü büyüğü olmaz. Hele ki konu kamu kurumlarının yaptığı programlarsa, bu etkinlikler basına açık olmalı, halkla paylaşılmalı. Ancak gelin görün ki, Mut’taki birçok kamu kurumu, yaptığı etkinlikleri adeta “gizli görev” gibi yürütüyor. Davet yok, basın bülteni yok, bilgi zaten yok. Peki neden?
Basın, bir ilçede kamu ile halk arasında köprü işlevi görür. O köprüyü yıkarsanız halkla aranızda yalnızca sessizlik kalır. Kurumlar yaptıkları projelerle, açılışlarla, ziyaretlerle övünmek ister ama ne hikmetse bu övünç anlarına gazeteciler davet edilmez. Sahi, gazeteciden niye korkulur?
Kimi zaman “unutulmuşuz” denir, kimi zaman “zaman yoktu” denir, ama biz biliyoruz ki bazı kurumlar, gazetecinin soru sormasından, eleştirmesinden çekinir. Her şeyin sadece kendi sosyal medya hesaplarından paylaşılması, basını bypass etmekten başka bir şey değildir.
Halkın vergisiyle yapılan işlerin halktan saklanması, şeffaflık değil kapalılıktır. Bu ilçede gazetecinin görevi sadece Kaza haberi yapmak değildir. Açılışı da yazar, eksikliği de yazar. Ama yazabilmesi için önce haberdar olması gerekir.
Buradan Mut’taki tüm kurumlara açık bir çağrımız var: Basından kaçmayın. Basından çekinmeyin. Çünkü basın halktır, halkın gözüdür. Siz o gözleri kapatırsanız, karanlıkta iş yapmış olursunuz. Belki işiniz iyidir, belki güzeldir ama halka ulaşmadıktan sonra neye yarar?
Kurumlar şeffaf oldukça, basın özgür oldukça, Mut daha yaşanabilir bir yer olur.