PROMOSYON

Gençlerde kronik yalnızlık artıyor…

Sağlık 03.12.2024 - 13:13, Güncelleme: 03.12.2024 - 13:13 207 kez okundu.
 

Gençlerde kronik yalnızlık artıyor…

Yapay zekanın kriz durumlarında sosyal destek bağlamında insanların duymak istedikleri tüm sözleri söyleyebildiğine dikkat çeken Sosyolog Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Kişilerin insanların yerine yapay zekayla uzun süreli iletişim kurmayı tercih etmeleri sosyal medya örneğinde olduğu gibi yalnızlığı daha da derinleştirecektir.” dedi. İngiltere’de yapılan geniş çaplı bir araştırmanın sonucuna da işaret eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Yalnızlığın insan sağlığı açısından obeziteden daha kötü sonuçlar doğurabileceğini, erken ölüm riskini yüzde 26 artırabildiğini ve artan kardiyovasküler hastalık, demans, felç, depresyon ve anksiyete riskiyle ilişkili olduğunu ortaya koydu.” dedi.  Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, dijital çağda gençlerde artan yalnızlık duygusunu değerlendirdi. Gençlerde kronik yalnızlık artıyor!  Son yıllarda dünyada özellikle gençler arasında kronik yalnızlık duygusunun arttığını dile getiren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Sorunun boyutu şaşırtıcı derecede yüksek. Birleşik Krallık'ta 3,8 milyon insan kronik yalnızlıktan mustarip; ABD'de yetişkinlerin yüzde 36'sı ve gençlerin yüzde 61'i şiddetli yalnızlık yaşıyor. Alman Bertelsmann Vakfı'nın girişimiyle Mart 2024'te Almanya genelinde 2 bin 532 örneklem üzerinden gerçekleştirilen bir araştırmada ankete katılan 16-30 yaş arası gençlerin neredeyse yarısı (Yüzde 46) kendini yalnız hissettiklerini belirtmişlerdir.” dedi. Yakın çevreleriyle selamlaşmayı bile unutan gençler var… Türkiye genelinde her yıl gerçekleştirdikleri geniş kapsamlı yalnızlık araştırması sonuçlarına göre de 18-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 40’ının, 55 yaş üstündeki kişilerin ise yüzde 26’sının kendini sıkça yalnız hissettiğini söylediğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şöyle devam etti: “2021’e göre yaş grupları bazında yalnızlık hissiyatının değişimi incelendiğinde ise 25 yaş üstü grupların hepsinde 2021’e göre yalnızlık hissiyatında artış olduğu görülmekte. Genelde dijital teknoloji bağımlılığının yalnızlığı arttırdığı söylenir ama bunun dışında diğer faktörlerde etkili. Okul ve çalışma hayatının yoğunluğu nedeniyle sosyal çevrenin eksikliği, eğitim hayatında hep en yüksek notu alma ve aile içinde sülaledeki en iyi genç olma baskısı gibi nedenler de gençleri sosyalleşmeden yoksun bırakan ve yalnızlıklarını tetikleyen etkenler. Öte yandan çağdaş ebeveynlerin sürekli kollayıcı tutumlarından dolayı gençler benmerkezci bir anlayışla büyüdükleri için iletişim kurmaya zorlanıyorlar. Ne yazık ki, birbirleri ve yakın çevreleriyle selamlaşmayı bile unutan gençlerimiz var.  Bu durum gençlerin sağlıklı ilişkiler kurmasını engellediği için gençlerin yalnızlık hissini derinleştirebiliyor.”   Gerçek buluşmaya zaman ve çaba harcamak istemiyorlar… Gençlerin yaygın biçimde kullanmakta olduğu sosyal medyanın, kullanım şekline bağlı olarak hem bir sosyalleşme aracı hem de yalnızlaşmalarına neden olan bir alan olarak görüldüğüne vurgu yapan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “İnternet ve sosyal medyanın aşırı kullanımı özellikle gençler arasında gerçek sosyal ilişkilerdeki yüz yüze iletişimin azalmasına ve bu nedenle de sosyal izolasyona yol açmaktadır. Fiziksel olarak bir arada bulunamama, sosyal medyada kısa ileti ve emojilerle gerçekleşen yüzeysel iletişim biçimleri yalnızlaşma duygusunu daha da tetiklemektedir. Pek çok genç gerçek buluşmaya zaman ve çaba harcamak bile istemiyor, romantik ilişkiler bile günümüzde tanışma siteleri aracılığıyla gerçekleşiyor. Araştırmalarda da sosyal medyayı daha sık kullanan gençlerin yalnızlık düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Burada çift taraflı bir etki söz konusudur. Yalnızlığın sosyal medya kullanımını arttırdığı gibi sosyal medyaya aşırı yönelimin de yalnızlığı arttırabileceğini belirtmektedirler.” diye konuştu. Yapay zekayla uzun süreli iletişim yalnızlığı derinleştiriyor… Dolayısıyla sosyal ağların yarattığı yeni sosyallikler içinde yalnızlığı gidermeye çalışan gençlerin daha da yalnızlaşabildiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şöyle devam etti: “Sosyal izolasyondaki artış da zamanla yabancılaşmaya ve bireyin kendini daha fazla yalnız hissetmesine neden olabilmektedir. Sosyal medya dışında yalnızlıkla ilgili diğer güncel bir konuda yapay zeka. Yapay zeka teknolojileri de günümüzde hızla gelişen ve halihazırda iletişim kurabilen, insan duygularını iyi bir şekilde simüle edebilen yeni bir olgu. Günümüzde artık yapay zeka araçlarına, ilişki sorunlarımızdan bahsederek ve kendimizi çok kötü hissettiğimizi söylediğimizde, örneğin ChatGPT bize büyük bir şefkatle karşılık verebiliyor. Sosyal destek bağlamında insanların duymak istedikleri tüm sözleri söyleyebiliyor. Dolayısıyla yakın gelecekte hem gençlere hem de diğer yaş gruplarına başvuracak kimsenin kalmadığını hissettiği kriz anlarında yapay zeka geçici bir çözüm olarak görülebilir. Hatta bazı uzmanlar insanın özgüveninin azalmasının yalnızlığı arttırdığı yaklaşımından yola çıkarak, yapay zekanın insanlara pratik yapma ve sosyal becerilerini geliştirme fırsatı vererek ‘bu döngüyü kırmaya’ yardımcı olabileceğini söylemektedirler. Ancak burada da ölçülü olmak önemli. Çünkü kişilerin insanların yerine yapay zekayla uzun süreli iletişim kurmayı tercih etmeleri sosyal medya örneğinde olduğu gibi yalnızlığı daha da derinleştirecektir.” Yalnız gençlerin işsiz ve eğitimsiz olma olasılıkları daha yüksek  Yalnızlığın uzun vadede gençlerin sosyal becerilerine, akademik başarılarına veya kariyer hedeflerine etkilerine de dikkat çeken Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Araştırmalar, yalnız yaşayan gençlerin işsiz veya eğitimsiz olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu, kendilerini daha az çalışabilecek durumda gördüklerini ve sosyal açıdan daha başarılı akranlarına göre sosyal merdivende daha aşağıda olduklarını gösteriyor. King's College London ve Greenwich Üniversitesi'nden İngiliz bilim insanları uzun süreli ve geniş bir örneklem kitlesi üzerinde yapılan araştırma sonucunda, erken ergenlik dönemindeki yalnızlığın, kişinin gelecekteki sosyo-ekonomik statüsünü zayıflattığını ortaya koydu. Araştırmacılar, 1994-1995 yılları arasında İngiltere ve Galler'de doğan 2 bin 232 kişinin gelişimini takip etti. 12, 18 ve 26 yaşlarındaki kişilerin yalnızlık düzeyleri ve sosyal statüleri değerlendirildi. Katılımcıların istihdam durumu ve istihdam edilebilirliği 18 yaşında değerlendirildi. Yalnızlığın erken yaşlardan itibaren ruh sağlığı üzerinde açık bir etkisi olsa da araştırmada, yalnızlığın kişinin istihdam olanaklarını da olumsuz etkilediği görüldü.” şeklinde konuştu.   Yalnızlık obeziteden daha kötü! Araştırmanın sonucuna da işaret eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Buradan çıkarılan sonuç şu ki, yalnızlık, kişinin işgücü piyasasında rekabet etme yeteneği üzerinde dolaylı sonuçlar doğurabilir. Bu sadece kişinin yaşam şansını azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomiye de doğrudan zarar veriyor. Ayrıca yalnızlığın insan sağlığı açısından obeziteden daha kötü sonuçlar doğurabileceğini, erken ölüm riskini yüzde 26 artırabildiğini ve artan kardiyovasküler hastalık, demans, felç, depresyon ve anksiyete riskiyle ilişkili olduğunu ortaya koydu. Sosyal bağlantılar gençler için hayati önemde. Bu onların uyumlu gelişiminin anahtarıdır. Yüksek zihinsel işlevler prensipte diğer insanlarla etkileşim yoluyla gelişir. İletişim ve entelektüel uyarım olmadan körelebilirler bile.” dedi. Sevilen işlerin daha sık yapılması öneriliyor… Yalnızlık hissini azaltmak için gençlere önerilerde de bulunan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “İstesek de istemesek de hepimiz yoğun veya düşük düzeyde yalnızlık duygusuyla karşı karşıyayız. Bu duygu aniden ortaya çıkabilir veya sürekli yoldaşımız olabilir. Her durumda, bu faktörün zamanında fark edilmesi çok önemli. Sosyal bağlantıların güçlendirilmesi, dikkatin diğer insanlara ve dış dünyaya odaklanması, yakın çevre, aile ve arkadaşlarla ilişkilerin canlı tutulması, yakın arkadaşlarla spor ve hobi aktiviteleri, sevilen işlerin daha sık yapılması kronik yalnızlık duygusunu yaşamamak veya bu durumdan kurtulmak için uzmanlar tarafından önerilen yöntemler. Sosyal izolasyonun zararlı etkilerini en aza indirmek için psikolog ve psikoterapistlerden yardım almaktan da çekinilmemeli. Çoğu zaman, kendini yalnız hissetmemek için kişinin sadece sesini duyurmaya ihtiyacı vardır.” şeklinde sözlerini tamamladı. Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Yapay zekanın kriz durumlarında sosyal destek bağlamında insanların duymak istedikleri tüm sözleri söyleyebildiğine dikkat çeken Sosyolog Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Kişilerin insanların yerine yapay zekayla uzun süreli iletişim kurmayı tercih etmeleri sosyal medya örneğinde olduğu gibi yalnızlığı daha da derinleştirecektir.” dedi.

İngiltere’de yapılan geniş çaplı bir araştırmanın sonucuna da işaret eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Yalnızlığın insan sağlığı açısından obeziteden daha kötü sonuçlar doğurabileceğini, erken ölüm riskini yüzde 26 artırabildiğini ve artan kardiyovasküler hastalık, demans, felç, depresyon ve anksiyete riskiyle ilişkili olduğunu ortaya koydu.” dedi. 

Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, dijital çağda gençlerde artan yalnızlık duygusunu değerlendirdi.

Gençlerde kronik yalnızlık artıyor! 

Son yıllarda dünyada özellikle gençler arasında kronik yalnızlık duygusunun arttığını dile getiren Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Sorunun boyutu şaşırtıcı derecede yüksek. Birleşik Krallık'ta 3,8 milyon insan kronik yalnızlıktan mustarip; ABD'de yetişkinlerin yüzde 36'sı ve gençlerin yüzde 61'i şiddetli yalnızlık yaşıyor. Alman Bertelsmann Vakfı'nın girişimiyle Mart 2024'te Almanya genelinde 2 bin 532 örneklem üzerinden gerçekleştirilen bir araştırmada ankete katılan 16-30 yaş arası gençlerin neredeyse yarısı (Yüzde 46) kendini yalnız hissettiklerini belirtmişlerdir.” dedi.

Yakın çevreleriyle selamlaşmayı bile unutan gençler var…

Türkiye genelinde her yıl gerçekleştirdikleri geniş kapsamlı yalnızlık araştırması sonuçlarına göre de 18-24 yaş arasındaki gençlerin yüzde 40’ının, 55 yaş üstündeki kişilerin ise yüzde 26’sının kendini sıkça yalnız hissettiğini söylediğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şöyle devam etti:

“2021’e göre yaş grupları bazında yalnızlık hissiyatının değişimi incelendiğinde ise 25 yaş üstü grupların hepsinde 2021’e göre yalnızlık hissiyatında artış olduğu görülmekte. Genelde dijital teknoloji bağımlılığının yalnızlığı arttırdığı söylenir ama bunun dışında diğer faktörlerde etkili. Okul ve çalışma hayatının yoğunluğu nedeniyle sosyal çevrenin eksikliği, eğitim hayatında hep en yüksek notu alma ve aile içinde sülaledeki en iyi genç olma baskısı gibi nedenler de gençleri sosyalleşmeden yoksun bırakan ve yalnızlıklarını tetikleyen etkenler. Öte yandan çağdaş ebeveynlerin sürekli kollayıcı tutumlarından dolayı gençler benmerkezci bir anlayışla büyüdükleri için iletişim kurmaya zorlanıyorlar. Ne yazık ki, birbirleri ve yakın çevreleriyle selamlaşmayı bile unutan gençlerimiz var.  Bu durum gençlerin sağlıklı ilişkiler kurmasını engellediği için gençlerin yalnızlık hissini derinleştirebiliyor.”

 

Gerçek buluşmaya zaman ve çaba harcamak istemiyorlar…

Gençlerin yaygın biçimde kullanmakta olduğu sosyal medyanın, kullanım şekline bağlı olarak hem bir sosyalleşme aracı hem de yalnızlaşmalarına neden olan bir alan olarak görüldüğüne vurgu yapan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “İnternet ve sosyal medyanın aşırı kullanımı özellikle gençler arasında gerçek sosyal ilişkilerdeki yüz yüze iletişimin azalmasına ve bu nedenle de sosyal izolasyona yol açmaktadır. Fiziksel olarak bir arada bulunamama, sosyal medyada kısa ileti ve emojilerle gerçekleşen yüzeysel iletişim biçimleri yalnızlaşma duygusunu daha da tetiklemektedir. Pek çok genç gerçek buluşmaya zaman ve çaba harcamak bile istemiyor, romantik ilişkiler bile günümüzde tanışma siteleri aracılığıyla gerçekleşiyor. Araştırmalarda da sosyal medyayı daha sık kullanan gençlerin yalnızlık düzeylerinin daha yüksek olduğu görülmektedir. Burada çift taraflı bir etki söz konusudur. Yalnızlığın sosyal medya kullanımını arttırdığı gibi sosyal medyaya aşırı yönelimin de yalnızlığı arttırabileceğini belirtmektedirler.” diye konuştu.

Yapay zekayla uzun süreli iletişim yalnızlığı derinleştiriyor…

Dolayısıyla sosyal ağların yarattığı yeni sosyallikler içinde yalnızlığı gidermeye çalışan gençlerin daha da yalnızlaşabildiğini kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, şöyle devam etti:

“Sosyal izolasyondaki artış da zamanla yabancılaşmaya ve bireyin kendini daha fazla yalnız hissetmesine neden olabilmektedir. Sosyal medya dışında yalnızlıkla ilgili diğer güncel bir konuda yapay zeka. Yapay zeka teknolojileri de günümüzde hızla gelişen ve halihazırda iletişim kurabilen, insan duygularını iyi bir şekilde simüle edebilen yeni bir olgu. Günümüzde artık yapay zeka araçlarına, ilişki sorunlarımızdan bahsederek ve kendimizi çok kötü hissettiğimizi söylediğimizde, örneğin ChatGPT bize büyük bir şefkatle karşılık verebiliyor. Sosyal destek bağlamında insanların duymak istedikleri tüm sözleri söyleyebiliyor. Dolayısıyla yakın gelecekte hem gençlere hem de diğer yaş gruplarına başvuracak kimsenin kalmadığını hissettiği kriz anlarında yapay zeka geçici bir çözüm olarak görülebilir. Hatta bazı uzmanlar insanın özgüveninin azalmasının yalnızlığı arttırdığı yaklaşımından yola çıkarak, yapay zekanın insanlara pratik yapma ve sosyal becerilerini geliştirme fırsatı vererek ‘bu döngüyü kırmaya’ yardımcı olabileceğini söylemektedirler. Ancak burada da ölçülü olmak önemli. Çünkü kişilerin insanların yerine yapay zekayla uzun süreli iletişim kurmayı tercih etmeleri sosyal medya örneğinde olduğu gibi yalnızlığı daha da derinleştirecektir.”

Yalnız gençlerin işsiz ve eğitimsiz olma olasılıkları daha yüksek 

Yalnızlığın uzun vadede gençlerin sosyal becerilerine, akademik başarılarına veya kariyer hedeflerine etkilerine de dikkat çeken Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Araştırmalar, yalnız yaşayan gençlerin işsiz veya eğitimsiz olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu, kendilerini daha az çalışabilecek durumda gördüklerini ve sosyal açıdan daha başarılı akranlarına göre sosyal merdivende daha aşağıda olduklarını gösteriyor. King's College London ve Greenwich Üniversitesi'nden İngiliz bilim insanları uzun süreli ve geniş bir örneklem kitlesi üzerinde yapılan araştırma sonucunda, erken ergenlik dönemindeki yalnızlığın, kişinin gelecekteki sosyo-ekonomik statüsünü zayıflattığını ortaya koydu. Araştırmacılar, 1994-1995 yılları arasında İngiltere ve Galler'de doğan 2 bin 232 kişinin gelişimini takip etti. 12, 18 ve 26 yaşlarındaki kişilerin yalnızlık düzeyleri ve sosyal statüleri değerlendirildi. Katılımcıların istihdam durumu ve istihdam edilebilirliği 18 yaşında değerlendirildi. Yalnızlığın erken yaşlardan itibaren ruh sağlığı üzerinde açık bir etkisi olsa da araştırmada, yalnızlığın kişinin istihdam olanaklarını da olumsuz etkilediği görüldü.” şeklinde konuştu.

 

Yalnızlık obeziteden daha kötü!

Araştırmanın sonucuna da işaret eden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Buradan çıkarılan sonuç şu ki, yalnızlık, kişinin işgücü piyasasında rekabet etme yeteneği üzerinde dolaylı sonuçlar doğurabilir. Bu sadece kişinin yaşam şansını azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda ekonomiye de doğrudan zarar veriyor. Ayrıca yalnızlığın insan sağlığı açısından obeziteden daha kötü sonuçlar doğurabileceğini, erken ölüm riskini yüzde 26 artırabildiğini ve artan kardiyovasküler hastalık, demans, felç, depresyon ve anksiyete riskiyle ilişkili olduğunu ortaya koydu. Sosyal bağlantılar gençler için hayati önemde. Bu onların uyumlu gelişiminin anahtarıdır. Yüksek zihinsel işlevler prensipte diğer insanlarla etkileşim yoluyla gelişir. İletişim ve entelektüel uyarım olmadan körelebilirler bile.” dedi.

Sevilen işlerin daha sık yapılması öneriliyor…

Yalnızlık hissini azaltmak için gençlere önerilerde de bulunan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “İstesek de istemesek de hepimiz yoğun veya düşük düzeyde yalnızlık duygusuyla karşı karşıyayız. Bu duygu aniden ortaya çıkabilir veya sürekli yoldaşımız olabilir. Her durumda, bu faktörün zamanında fark edilmesi çok önemli. Sosyal bağlantıların güçlendirilmesi, dikkatin diğer insanlara ve dış dünyaya odaklanması, yakın çevre, aile ve arkadaşlarla ilişkilerin canlı tutulması, yakın arkadaşlarla spor ve hobi aktiviteleri, sevilen işlerin daha sık yapılması kronik yalnızlık duygusunu yaşamamak veya bu durumdan kurtulmak için uzmanlar tarafından önerilen yöntemler. Sosyal izolasyonun zararlı etkilerini en aza indirmek için psikolog ve psikoterapistlerden yardım almaktan da çekinilmemeli. Çoğu zaman, kendini yalnız hissetmemek için kişinin sadece sesini duyurmaya ihtiyacı vardır.” şeklinde sözlerini tamamladı.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve mutajans.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.